Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan partisinin küme toplantısında konuştu. Erdoğan genel olarak Türkiye’de 11 vilayette büyük yıkım yaratan zelzelelere ve seçim sürecine ait konuştu.
“SONUNA KADAR HAKLILAR”
Yıkımın çok büyük olduğunu belirten Erdoğan, “Yıkım öylesine büyüktü ki her binaya tek arama-kurtarma çalışanı göndersek hepsine yetişmek mümkün değildi. Türkiye bu zelzelede dünyada bugüne kadar görülen en büyük arama-kurtarma grubunu bir ortaya getirmiştir. Buna karşın yıkıntılar altında kalan vatandaşlarımız ve yakınları serzenişlerinde sonuna kadar haklıdır. Acılarını yürekten paylaşıyor, kollarımızı ve kalbimizi kendilerine açıyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
“Bu sabah Şanlıurfa ve Adıyaman’da yaşanan sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Bakanlarımız, takımlarımız çalışmaları koordine etmektedir. Rabbim beterinden korusun.
Türkiye 6 Şubat sabahına son bir asrın en büyük felaketiyle uyandı. Devlet ve millet olarak felaket haberini alır almaz sarsıntı bölgesine koştuk. Bakanlarımız felaketten birkaç saat sonra zelzelenin vurduğu kentlere ulaşarak çalışmaları koordine etmeye başladı. AFAD’dan madencilere kadar ülkemizdeki tüm arama-kurtarma gruplarını, 90 ülkeden gelen arama-kurtarma takımlarını, belediyelerimizi, askerlerimizi, polislerimizi, jandarmamızı, bekçilerimizi, gönüllülerimizi gereksinim duyulacak kim varsa bölgeye yönlendirdik. 35 bini aşkın çalışanı bölgeye yönlendirdik. Her sınıftan 18 bin iş makinesiyle on binlerce kamyon ve TIR’la her türlü gereciyle ülkemizin ve milletimizin tüm imkânlarını seferber ettik.
“BİZE DÜŞEN ACILARI PAYLAŞIYOR OLMAK”
Bize düşen acıları paylaşmak, maddi kayıpların telafisini yapmaktır. Depremzede vatandaşlarımız da yeni bir gelecek kurma çalışmalarında yanımızda yer almaktadır. Bu sevginin hakkını verecek, insanlarımıza mahcup olmayacağız. Daima birlikte Türkiye Yüzyılı’nın inşasını sürdüreceğiz. Ölenleri geri getirmek elimizde değil. Geride kalan vatandaşlarımızı hayata bağlamak için yapılacakların yapılmasının uğraşındayız. 14 milyon insanımızın besin ve barınma muhtaçlıklarını karşılamak için süratli ve aktif bir uyum kurduk. Milletimiz asrın dayanışmasını gösterdi.
“2,4 MİLYON BEŞERE 433 BİN ÇADIR İMKANI”
Kurduğumuz tahliye köprüleri ve kendi imkanlarıyla 3 milyonu aşkın insanımız bölge dışına gitti. Otelleri, misafirhaneleri, yurtları, boş konutları bu depremzedelerin barınmaları için hizmete açtık. Sarsıntı bölgesinde kalan 2,4 milyon insanımıza da 433 bin çadırda ve kısa müddette sayıları 100 bine çıkacak konteynerlerde barınma imkanı sağladık. Zelzelede hasar gören yol, su, elektrik, haberleşme altyapısını kısa müddette hizmet verebilir hale getirdik. Yolları trafiğe açık tutarak yardımların gelişini ve depremzedelerin tahliyesini kolaylaştırdık.
DEPREMZEDELERİN ADRES KAYDI
Bir konunun altını çizmek isterim. Geçtiğimiz günlerde zelzele bölgesinde yaşarken, öteki vilayetlere taşınan ve nüfus kayıtlarını oraya aldıran vatandaşlarımız için bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayınladık. Adres kayıtlarını gittikleri yerlere aldıran vatandaşlarımızın sarsıntıyla ilgili haklarında kayba uğramayacaklarını garanti altına aldık. Oy kullanabilmeleri için ikamet kayıtlarını oraya aldırmaları gerekiyor.
“YIKILAN KENTLERİ 1 YILDA AYAĞA KALDIRMA KELAMIMIZ VAR”
Yıkılan kentlerimizi 1 yıl içinde ayağa kaldırma kelamımız var. 1 yıl için de 391 bin konut, toplamda da 650 bin konut yaparak hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz. Van, Bingöl, Elazığ, Malatya, İzmir sarsıntılarında, Bartın, Kastamonu, Giresun sel felaketlerinde bu konutları sahiplerine veren bir iktidarız. Yeri sağlam yerlerde kuracağız yerleşim yerlerinin yanında tarihi ve kültürel dokuyu müdafaa altına alacak biçimde planlama yapıyoruz. Şu anda kazmalar vuruldu, inşaatlar başladı. TOKİ’nin kurumsal birikimi ve inşaat dalının kapasitesi konutları yapmaya ziyadesiyle kâfi. 20 yılda hizmete sunduğumuz 1 milyon 180 bin toplu konut ve 3,3 milyon kentsel dönüşüm projesi kelamımızı tutacağımızın teminatıdır. Biz kentsel dönüşümden bahsediyoruz, ancak siz kendinizi rantsal dönüşüm olarak tanımlıyorsunuz o farklı mevzu.”