Akşener’den Soylu’ya ‘uyuşturucu’ karşılığı: İlgili kişi sarayda

İYİ Parti önderi Meral Akşener, İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun ‘uyuşturucu’ ile ilgili açıklamalarına karşılık verdi. “Soylu’nun dediklerine nazaran, AK Parti iktidarı 15 Temmuz 2016’dan evvel uyuşturucu ile uğraş etmedi” diyen Akşener, “Şimdi Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a soruyorum; Süleyman Soylu’nun dedikleri yanlışsız mudur?” sözlerini kullandı. Akşener, Captagon sorusuna verdiği karşılıkta da o devrin sorumlusunun sarayda olduğuna işaret etti.

İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, Yalova’nın Armutlu ilçesinde vatandaşlara seslendi.

İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun geçtiğimiz günlerde toplumsal medya hesabından paylaştığı bildirilere karşılık verdi.

Soylu’nun dediklerine nazaran, AK Parti iktidarının 15 Temmuz 2016’dan evvel uyuşturucu ile çaba etmediğine dikkat çeken Akşener, “Şimdi Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a soruyorum; Süleyman Soylu’nun dedikleri gerçek mudur?” dedi. Akşener, Captagon sorusuna verdiği karşılıkta da o devrin sorumlusunun sarayda olduğuna işaret etti.

Akşener, kendisini dinleyenler ortasında yer alan ve “ağabey” diye seslendiği eski bakan Yaşar Okuyan’a “hoş geldiniz” dedi.

20 Ocak 2020’den bu yana vilayet il, ilçe ilçe, esnaf esnaf gezdiğini belirten Akşener, “O dükkanların içinde hiç kendi partimi övmedim, öbür bir siyasi partiyi yermedim. Yalnızca ve yalnızca müşterilerin kederlerini, esnafımızın sıkıntılarını dinledim. Onlardan öğrendiklerimi kamuoyu ile paylaştım. Milletvekili arkadaşlarımız onlarla ilgili soru önergeleri, araştırma önergeleri, kanun teklifi hazırladılar. YETERLİ Parti sayesinde birinci kere gerçek kederler konuşulmaya başlandı.” sözünü kullandı.

Seçmenin tekrar velinimet olduğu, seçmenin kederleri üzerinden üretilmiş tahlil teklifleriyle rekabet edildiği ve tüm siyasetçilerin asilin karşısında resmi tazim durduğu yeni siyaset anlayışını el ele vererek inşa edeceklerini kaydeden Akşener, “Bunun ne değeri var? Ben Yanlışsız Yol Partisi’nde siyaset yaptım. Sayın Yaşar Okuyan, Anavatan Partisi’nde siyaset yaptı. Biz birbirimizi eleştirdik lakin öznesi sizin üzerinizden eleştirdik. Yani öznenin siz olduğu, sizin kaygılarınız olduğu bir tahlil üzerinden rekabet edilirdi. Hasebiyle kimse kimseyi teröristlikle, şuculukla buculukla suçlamaz, seçmenin karşısında resmi tazim ‘hazırol’da olurduk.” formunda konuştu.

“HARAMİ NİZAMI BİRLİKTE YIKACAĞIZ”

Akşener şöyle devam etti:

“Bugün bu ülkede harami bir sistem var. Şuculuk buculuk üzerinden birbirinize düşürülürken, seçmenin değer harbiyesi ortadan kaldırılırken, 5 maaş, 10 maaş, 15 maaş alan danışmanlar var. Yan gelip yatıyorlar. Senin oğlun, senin kızın, 92 puanla atanamazken; mülakatta 58 almış arkadaşı atanıyorsa, bu bir harami nizamdır. Bunun değiştirilmesi için sizinle bir arada el ele verip helal oylarınızla sandıkta demokrasiyle bu harami tertibi birlikte hem değiştireceğiz hem yıkacağız.”

Kendisini dinleyenlere “Hastanenizi kaç periyottur yapıyorlar?” diye soran Akşener, sıkıntılar üzerinden tahlil üretilerek rekabet edilmesi durumunda hastanenin yapılması için yarışılacağını söyledi.

“38 MİLYAR LİRA SİZİN CEBİNİZDEN ÇIKTI”

Seçmenin çırak çıktığını lisana getiren Akşener, şunları söyledi;

*Ama bakın neler oluyor? Türk Telekom’dan 24 milyar lirayı, sizin cebinizden aldılar Hariri’nin cebine koydular. Kıyamam yazık, zira Hariri muhteremin aile dostu. Ayıp olmasın diye koydular Hariri’nin cebine. 24 milyar liradan bahsediyorum. Artık bir de Ankapark yapmışlar. Geçen gün onu gezdim.

*Ankapark’ta da 14 milyar lira harcanmış. Garibim dinozorlar inliyorlar. İkisini toplayın, sizin cebinizden çıktı. 24 milyar lira ile 14 milyar lirayı topladığınızda 38 milyar lira yapıyor. Hastanenizin dışında kaç tane fabrika yapılırdı. Kaç tane gencimize istihdam yaratılırdı. Bütün KYK borçları affedilebilirdi.

*Devlet tarafından ben ödeyeceğim denilebilirdi. İlkokul birden lise sona kadar, devlette okuyan bütün çocuklarımıza kahvaltı ve öğlen yemeğini ücretsiz verebilirdik. Büyükşehirlerde bodurluk başladı. Çocuklar protein yemediği için büyüyemiyorlar. Çiftçilerimiz Nisan ayında gübre atamadılar.

*Nisan ayındaki gübre parasız verilebilirdi. Mazot, ilaç indirimi yapılabilirdi. Besicinin, süt üreticisinin girdilerinde önemli manada yardım edilebilirdi. Besicinin, süt üreticisinin ayakta kalması sağlanabilirdi.

AKŞENER’DEN ERDOĞAN’A: SOYLU’NUN DEDİKLERİ HAKİKAT MU?

İYİ Parti başkanı konuşması akabinde ilçe esnafını ziyaret etti.

Akşener bu sırada kendisine sorulan bir soru üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun geçtiğimiz günlerde toplumsal medya hesabından paylaştığı bildirilere şu cevabı verdi:

“Ben Sayın Soylu’nun o tweetlerine yanıt vermemiştim. Siz artık dürttüğünüz için karşılık vereceğim. Sayın Soylu diyor ki; ‘Uyuşturucuyla çaba 2016, 15 Temmuz sonrası.’ Pekala, AK Parti iktidarı 2002’de başladı değil mi? Sayın Cumhurbaşkanımız o vakit Başbakanımız mıydı? Evet. Demek ki bütün o süreç içerisinde katiyetle Sayın Soylu savına nazaran sevgili yavrucuğum, uyuşturucu gayretini bu arkadaşlar yapmamış. Artık ben Sayın Cumhurbaşkanına, Sayın Erdoğan’a soruyorum; Süleyman Soylu’nun dedikleri gerçek mudur?”

Akşener, Captagon sorusuna verdiği karşılıkta da o periyodun sorumlusunun sarayda olduğuna işaret etti.

“AKŞENER’E ÇAMUR ATAYIM DERKEN MEHMET AĞAR’A YÜRÜMÜŞ OLDU”

Meral Akşener’in danışmanı Murat İde ise toplumsal medya paylaşımında, “Bakan Süleyman Soylu, Meral Akşener’e çamur atayım derken, baltayı taşa vurup, Mehmet Ağar’a yürümüş oldu.. Dur bakalım ne olacak?” tabirlerini kullandı.

SOYLU NE DEMİŞTİ?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ÂLÂ Parti Genel Lideri Meral Akşener’i şu tabirlerle maksat almıştı:

“Meral Hanım; siyaseti yanlış öğrenmişsiniz, bunda bizim de hissemiz var. Uyuşturucuda tarihin en güçlü sonuçlarını alıyoruz. “Başbakan olacağın” 15 Temmuz sonrası, uyuşturucu vefatları 941’den, 2021 sonunda 270’e düştü. Tarihin en büyük uyuşturucu yakalamalarını yapıyoruz. Uyuşturucunun kökünü kurutacağız…Meral Hanım; oturduğun büyükelçilere Batı’nın halini bir sor. Ha unutmadan, Stajyer Bakanlığın devrinde Captagon’u yeterli bilirdin. Kaç liraydı sahiden…”