“Bilimsel kanıtlar, Adem ve Havva anlatısıyla tarihsel gerçeklik arasında paralellik olduğunu gösteriyor”

T24 Dış Haberler

Bilim insanları, kutsal kitaplardaki Adem ve Havva anlatısının kimi ögelerinin tarihî gerçeklere dayanabileceğini öne süren deliller ortaya koydu. Yapılan araştırmalar sonucunda, Cennet Bahçesi’nin, insan uygarlığının başladığı Mezopotamya’da gerçek bir yer olabileceğine dair ipuçları bulundu.

Biyologların çalışmalarından elde edilen datalara nazaran, bugün yaşayan tüm insanların genetik olarak 2 ortak cedde, “Mitokondriyal Havva” ve “Y-kromozomlu Adem”e sahip olduğu öne sürüldü.

Araştırmalar sonucunda, yaşayan tüm insanların DNA izlerinin, birinci insan olmasa da yaklaşık 200 bin yıl evvel Afrika’da yaşamış olan ve “Mitokondriyal Havva” olarak bilinen bir bayan cedde kadar sürülebileceği keşfedildi. Emsal halde, Y kromozomlu Adem, bugünkü tüm erkeklerin Y kromozomlarını miras aldığı ortak cet olarak belirlendi.

Bilim insanları, 2 ortak ceddin kendi periyotlarında tek beşerler olmadığını, lakin vakitle başka soyların yok olması nedeniyle genetik temasların bu bireylere dayandığını belirtti.

George Washington Üniversitesi’nden Profesör Eric Cline ise Dicle ve Fırat ırmakları ortasında yer alan ve günümüzde Irak, Suriye’nin doğusu ve Türkiye’nin kuzeybatısını kapsayan Mezopotamya’nın, kutsal kitaplarda ismi geçen Cennet Bahçesi için en mümkün yer olduğunu öne sürdü.

“Bilimsel deliller, Adem ve Havva anlatısıyla tarihî gerçeklik ortasında bir köprü kurabilir”

Uzmanlar, bu bulguların kutsal anlatılarda tarihi ögeler bulunabileceğine işaret ettiğini, lakin klasik yorumların tekrar kıymetlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Dr. Joshua Swamidass, nüfus hiçbir vakit tek bir ikili düşmese bile tüm insanların ortak atalara sahip olabileceğini savunurken elde edilen bilimsel delillerin, Adem ve Havva anlatısının sembolik tarafları ile tarihi gerçeklik ortasında bir köprü kurmaya yardımcı olabileceği düşünülüyor.

Bu keşfin, hem bilimsel hem de dini etraflarda uzun müddettir devam eden tartışmaları yeni bir boyuta taşıdığı belirtiliyor.