Boğaziçi’nde direniş 565’inci gününde

Boğaziçi Üniversitesi’nde 2 Ocak 2021’de Prof. Dr. Melih Bulu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından rektör olarak atanmasıyla başlayan protestolar, Bulu’nun vazifeden alınmasının akabinde da devam ediyor. Direnişin 565’inci gününde Boğaziçili akademisyenler bir ortaya gelerek rektörlük binasına sırtlarını döndüler ve Bulu’nun akabinde rektörlüğe atanan Naci İnci’yi protesto ettiler.

Direnişin 81’inci haftasında yayımlanan bilgi notunda şu sözlere yer verildi:

“Bugün 22 Temmuz 2022, Cuma. Boğaziçi Üniversitesi’nde direnişin 1. yılı doldu ve 81. haftası devam ediyor. Bugün direnişin 565. günü!

Naci İnci’nin ilgili şuralarının hiçbiri muhatap alınmadan, kurum iradesi hiçe sayılarak şeffaf olmayan bir biçimde Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasının üç yüz otuzuncu, 30 Temmuz günü gerçekleştirdiğimiz dayanak oylamasında akademisyenlerin yüzde 95 oranında rektör adaylığına karşı olduğu açıklanan İnci’nin Matematik Kısmı tam vakitli öğretim üyesi Mohan Ravichandran’ı hiçbir münasebet göstermeden periyot ortasında misyondan almasının ise iki yüz kırk dokuzuncu günü!!!

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri haftanın her iş günü olduğu üzere bugün de 12:15’te #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz diyerek artlarını 380. defa rektörlük binasına döndüler.

Akademisyenler nöbet boyunca ellerinde “Kabul Etmiyoruz”, “Vazgeçmiyoruz” ve “Özerk, Özgür, Demokratik Üniversite” yazan dövizler taşıdılar.

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri 380. nöbetlerinin akabinde haftanın her son iş gününde olduğu üzere haftalık açıklamalarını okudular.

Açıklama Metni:

Bülten 75:

Bugün 22 Temmuz Cuma. Nöbetimizin 380., direnişimizin 565. günündeyiz. Sizlere basının hala alınmadığı, etrafında polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz.

Bu haftaya gayrimeşru idareye karşı yürüttüğümüz hukuk gayreti ismine umut verici bir gelişmeyle başladık. Yargı, hocamıza yeni bildiri edilen 31 Mayıs 2022 tarihli kararı ile yaklaşık bir yıl evvel Naci İnci’nin hocamız Can Candan’ın misyonuna son vermesini hukuksuz bularak, iptal etti. Can hocamızın mahrum bırakıldığı özlük haklarının ve maddi mağduriyetinin tazmin edilmesine karar verildi. Emsal niteliğinde olan bu karar ile yargı, bir kere daha Naci İnci ve idaresinin gerek akademisyenlerin gerekse öğrencilerin haklarını çiğneyen bu düşmanca uygulamalarının hukuksuzluğunun altını çizdi. Bu vesileyle, hocamız Can Candan’ın hali hazırda gecikmiş atamasının derhal yapılmasını talep ediyoruz. Bu karar bizlere özgür, özerk ve demokratik üniversite mefkuresinin gerçekleşmesi için yılmadan verdiğimiz çabada güç veriyor. Kararın hukuksuzlukların yaşandığı tüm üniversitelerdeki meslektaşlarımızla dayanışmayı ve ortak çabamızı kuvvetlendireceğini umut ediyoruz.

Lisans eğitimine 2022 yılı sonbahar periyodunda başlayacak öğrenci adayları için üniversitemizde düzenlenen tanıtım günleri başladı. Boğaziçi Üniversitesi’nin resmi web sayfasında Hukuk Fakültesinin de tanıtımının yapılmasını kayyım idaresinin sorumsuz bir tasarrufu olarak görüyoruz. Hatırlanacağı üzere Hukuk Fakültesinin kurulacağı, kayyım Melih Bulu devrinde Şubat 2021 tarihinde üniversitemizin teamülleri usulsüzce çiğnenerek, bileşenlerinin onayı alınmaksızın ve bilimsel bir ön hazırlık dahi yapılmadan ilan edilmişti. Kuruluş kararının yasadışı ve hukuksuz olması nedeniyle iptal edilmesini talep eden dava şimdi sürmekteyken, Hukuk Fakültesiyle ilgili yapılan bu tanıtım kampanyasının gelecekte öğrenciler açısından büyük mağduriyetlere yol açacağından dert duyuyoruz. Bu nedenle öğrenci adaylarının üniversitemizde eğitim alacakları kısımları seçerken bilimselliğe, liyakata, uzmanlığa ve hukuka hürmet göstermeyen bir tercihte bulunmamalarını temenni ediyoruz.

10 Haziran tarihinde kayyım idaresinin üniversitemiz data tabanlarının erişime açılması konusundaki usulsüzlüklerini ifşa eden Bilgi Teknolojileri Kurulu üyesi 4 hocamızın şura üyeliklerinin sonlandırıldığını, bu hocalarımız hakkında disiplin soruşturması başlatıldığını ve savcılığa cürüm duyurusunda bulunulduğunu öğrenmiştik. 16 Haziran’da ise Bilgi Süreç Merkezi denetleme misyonlarını hakkıyla yapan bu 4 hocamız, yani Tuna Tuğcu, Emre Otay, Yavuz Akpınar ve İbrahim Semiz 3 ay mühletle misyondan uzaklaştırma cezası almışlardı. Hocalarımızın yanı sıra bir BIM çalışanı ve tıpkı vakitte üniversitemiz Bilgisayar Mühendisliği doktora öğrencisi olan Levent Altay’ın da kontratı usulsüzce feshedilmişti. Levent Altay’ın, yalnızca doğruları söylediği, yani kayyım rektörlüğün argüman ettiğinin tersine BTK üyelerinin zorla evrak gaspı yapmadığını üniversite kamusuyla paylaştığı için idari misyonundan alındığını biliyoruz. Haksızca yönetim vazifesine son verilen Levent Altay üniversitemiz öğrencisi olmaya devam etmektedir. Buna karşın Altay’ın yerleşkeye girişi ve her öğrencinin eğitim hakkı dahilinde olan hizmetlere erişimi engellenmektedir. Gayrimeşru yönetime hatırlatmak isteriz: eğitim hakkı anayasal bir haktır, gasp edilemez. Hocamız Tuna Tuğcu ve öğrencimiz Levent Altay’ın yanındayız. BTK üyesi başka üç hocamız üzere Tuna Tuğcu ve Levent Altay’ın da vazifelerine derhal iade edilmelerini talep ediyoruz.

Kayyım idaresi hükümete yakın medya kanallarını mobilize ederek üniversitemiz hocalarını karalamaya ve amaç göstermeye devam ediyor. Zorbalıklarına, keyfî ve baskıcı idaresine boyun eğmeyen tüm bir kurumu cezayla ve cebren yönetim edebileceğini düşünen Naci İnci ve kurum dışından devşirdiği yandaşlarına her hafta olduğu üzere süregiden hukuksuzluklara dair yaptığımız davetimizi yineliyoruz:

Üniversitedeki gayrimeşru uygulamalar bir an evvel sona ermelidir. Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları, enstitü müdürleri ve yüksek okul müdürü seçimle vazifeye gelmeli ve seçilmiş heyetlerle denetlenebilmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz ve haksızca işlerine son verilen dekanlarımız bir an evvel misyonlarına iade edilmelidir. Atama ve yükseltme kriterleri hiçe sayılarak, kısım ve fakültelerin onayı alınmadan, zirveden inme kararlarla yapılan tüm atamalar gayrimeşrudur, geri alınmalıdır. İşlevsizleştirilen Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi ve Cinsel Tacizi Tedbire Koordinatörlüğü işinin ehli çalışanlarıyla birlikte bir an evvel tekrar aktif hâle getirilmelidir. Gayrimeşru idare tarafından gerekçesiz halde el konulan İstanbul Matematiksel Bilimler Merkezi binası eski fonksiyonuna kavuşturulmalı, yine araştırmacıların kullanımına sunulmalıdır. Naci İnci ve idaresi ile bugüne kadar hukuksuzca takımlaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz. Fakülte ve kısım kararları yok sayılarak işine son verilen ve dersleri iptal edilen meslektaşlarımızın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini, ayrıyeten öğrencilerimiz, akademik ve idari çalışanımız hakkında mesnetsiz münasebetlerle açılmış tüm disiplin soruşturmalarının geri alınmasını bir sefer daha talep ediyoruz. Üniversitemizi yılmadan ve kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz.

Türkiye’de özgür, özerk, demokratik ve iştirakçi unsurlara dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar,
Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz.” (HABER MERKEZİ)