Yemek yemek her ne kadar temel ihtiyaç olsa da bazılarımız için bir zevk. Herkesin zevki farklıdır tabii, kimi fast food sever kimi ev yemeği… Kimi de et yemeklerine bayılır. Eğer siz de et yemeyi çok seviyorsanız, bu yazımız özellikle sizi ilgilendiriyor.
Etli yemeklerin birçok faydası var elbette ancak maalesef dezavantajları daha fazla. Hatta yakın zamanda Hollanda’da yapılan bir araştırmanın sonucunda günlük kasaptan alınan etlerin çok vahim durumda olduğu ortaya çıktı. Gelin isterseniz önce et yemenin vücuda ne gibi faydalar ve zararlar sağladığına dair bir özet geçelim, sonra Hollanda’daki araştırmanın detaylarına bakalım.
Et yemek güzel, evet. Peki vücudumuz bu konuda bizimle aynı düşünüyor mu?
Et yemenin aslında güzel artıları var. Birçoğumuz artık etin harika bir protein deposu olduğunu biliyoruz. Et yemek, vücudumuza doğal olarak üretemediğimiz veya diğer gıda türlerinden elde edemediğimiz uzun amino asitleri elde edebilmemize yarıyor.
Hatta büyük bir çoğunluğun doğru olarak bildiği yanlışlardan biri de et yemenin kalp-damar hastalıklarına sebep olduğu. Bu tam olarak doğru değil zira bu konu üzerinde Harvard Üniversitesinde yapılan çalışmalarda etteki doymuş yağı tüketmenin kalp hastalıklarıyla direkt olarak bağlantılı olmadığı ortaya çıktı.
Ancak et yemenin eksilerini de göz ardı etmemek gerek. Araştırmalara göre kırmızı ete eklenen hormonlar, göğüs kanseri riskini bir hayli arttırıyor. Sadece bu değil, fazla kırmızı et tüketimi kontrolsüz kilo almaya yol açabiliyor zira içerisinde yüksek kalori barındırıyor. İşte böyle bir durumda kalp-damar hastalıkları ortaya çıkabiliyor.
Hele Hollanda’da yapılan son araştırmanın sonuçlarıyla birlikte et tüketmenin çok daha zararlı olduğu ortaya çıktı. Gelin şimdi kırmızı et üzerine yapılan araştırmanın detaylarına bir göz atalım.
Tükettiğimiz kırmızı etlerin %80’inde mikroplastikler olduğu ortaya çıktı
Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da yer alan Vrije Üniversitesi bünyesindeki araştırmacılar, Hollanda’daki yerel çiftlikleri ziyaret ederek büyükbaş ve küçükbaş hayvanlardan örnekler aldılar. Hayvanlardan aldıkları et, kan ve süt örneklerini inceleyen araştırmacılar şoke oldular.
Araştırma sonuçlarına, inek ve domuzların etlerinin ve sütlerinin %80 oranında mikroplastik barındırdığı ortaya çıktı. Araştırmacıların yaptığı açıklamalara göre şu anda yapılan araştırmalar henüz yetersiz, daha çok yapılması gerek ancak bulunan sonuçlar şöyle:
- Her 8 biftekten 7’sinde mikroplastiğe rastlandı,
- Her 25 inek sütünden 18’inde mikroplastiğe rastlandı,
- İncelenen tüm domuz ve ineklerin kanlarında mikroplastiğe rastlandı.
Şu an için bu durum korkutucu olsa da daha fazla araştırma yapılması gerekiyor çünkü araştırma, toplamda 24 hayvan ile yürütülmüş.
Bildiğiniz gibi daha önce sizlere Türkiye’de satılan seri üretim çayların paketlerinde mikroplastiğe rastlandığını aktarmıştık. Dünya genelinde bu tarz mikroplastik vakaları artıyor gibi görünüyor. Araştırmacılar, çiftçilerin bu konuda sorumlu olmadığını söylüyor.
Problemin sebebi kesinlikle çiftçiler değil
Araştırmacılar, mikroplastikleri içeren şeyin muhtemelen hayvanların yemi olduğunu ve sonuç olarak Hollanda çiftlik hayvanlarının kan ve dokularına geçtiğini düşünüyorlar. Aslına bakarsanız arkası dolu bir düşünce zira araştırmacılar; hayvanların etlerinde, kanlarında ve sütlerinde mikroplastik tespit ettikten sonra hayvanlara verilen seri üretim yem peletlerinden örnekler aldı.
12 adet yem peletlerinin hepsinde mikroplastik kalıntıları bulundu. Aksine, çiftçilerin hayvanlara verdiği saman veya sebze gibi doğal yemlerin hiçbirinde mikroplastik izine rastlanmadı. Yani burada asıl suçlanacak kişiler çiftçiler değil.
Çay olayıyla da bağdaştırırsak gıda alanında seri üretim yapan büyük firmalar, insan sağlığını hiçe sayıyor gibi görünüyorlar. Ete bakış açınız bu yazımızdan sonra değişti mi? Siz ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı lütfen unutmayın.
Kaynaklar: 1, 2, 3