Demirtaş: Altılı Masa kurulduktan sonra masa adına tek kelime konuşulmasaydı şimdi oyları yüzde altmışı geçmiş olurdu

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gazeteci Nevşin Mengü’nün sorularını yanıtladı. HDP’nin aday çıkarması konusunda gelen tenkitlere cevap veren Demirtaş, “HDP masada olursa biz kalkarız” diyeni HDP oylarıyla başbakan mı yapacağız?” tabirlerini kullanarak “Peki biz niçin bu kadar çaba ettik, ağır bedeller ödedik? Erdoğan’ın yerine yeni Erdoğanlar seçmek için mi?” sorusunu yöneltti. Demirtaş Altılı Masa’da bulunan başkanların son periyottaki açıklamalarına ait de, “Altılı Masa kurulduktan sonra masa ismine tek söz konuşulmasaydı hiç toplantı yapmasalardı artık oyları yüzde altmışı geçmiş olurdu.” görüşünü savundu. 

Mengü, cevapları YouTube kanalından ve toplumsal medya hesabından paylaştı. 

 Nevşin Mengü’nün soruları ve Demirtaş’ın cevapları şöyle:

 1- HDP’nin aday çıkarması konusunda ne düşünüyorsunuz?

HDP bir buçuk yıldır herkese ancak bilhassa Altılı Masa’ya “Ortak aday çıkarmaya hazırız” diyor. Ama bu davetlerin muhataplarından “Biz de ortak adaya hazırız” üzere tek cümlelik bir yanıt bile gelmiyor.

 Bildiğim kadarıyla HDP ile Altılı Masa’nın dört partisi ortasında yapılmış görüşmelerde de ortak adaya açık olunduğu biçiminde net bir ileti verilmiyor. Hal bu türlü olunca HDP seçime adaysız gitmemek için mecburen hazırlıklarını yapıyor ve bunu da açıklıyor.

 Şimdi zannedersiniz ki, HDP ile Altılı Masa ortasında ortak aday çıkarma konusunda bir mutabakat, uzlaşma yahut protokol vardı da HDP durup dururken bunu bozdu ve nedenle birtakım dostlarımız HDP’ye çok kızıyor.

Aslında bu kızgınlığın nedenini de anlıyorum. Zira ne kıymetine olursa olsun bu iktidardan kurtulup nefes almak isteyen on milyonlarca insan, partilerin kendi ortalarındaki uyuşmazlıklara, tartışmalara, tansiyonlara inanamıyor. Bunları çok saçma ve gereksiz kaprisler, küçük hesaplar olarak görüp öfkeleniyorlar. Haksız mı bu milyonlarca insan? Değiller elbette. Özgürlüğe susamış insanlara değişimin önünü açacak birlikteliği sunmak muhalefetin misyonudur.

Öte taraftan bu zulüm yıllarında en fazla acı çeken HDP tabanı ise kendi partisinin başka aday çıkaracak olmasından büyük bir memnunluk duyuyor. Onlar da haklılar.

 Peki iki muhalif kısmın tabanı ortasındaki bu his farklılığının sebebi nedir?

 HDP’liler bu zulüm iktidarından kurtulmak istemiyor mu ki farklı aday fikrine bu kadar sıcak bakıyorlar? Erdoğan-Bahçeli iktidarından en fazla kurtulmak isteyenler elbette HDP tabanı olsa gerek. Fakat bunu yaparken yeni bir Erdoğan seçmekten korkuyorlar, huzursuz oluyorlar.

 Hiçbir HDP’li, Süleyman Soylu‘nun yerine Yavuz Ağıralioğlu’nu kendi oylarıyla getirmek istemez.

 “HDP kapatılmalıdır” diyen Uğur Poyraz’ı, Bekir Bozdağ’ın yerine HDP’liler oylarıyla seçmez, seçemez.

 HDP’ye bakanlık vatana ihanettir mealinde konuşan Müsavat Dervişoğlu kardeşi üzere MİT’in lider yardımcılığına HDP oylarıyla gelemez.

Daha fazla uzatmayayım “HDP masada olursa biz kalkarız” diyeni HDP oylarıyla başbakan mı yapacağız?

İşte bunları ve birçok ilkesel tahlil başlıklarını oturup HDP ile konuşmaları gerekir.

Ben bu isimleri örnek olsun diye belirttim. Yoksa sıkıntı isimler değil. Prensiplerde, programda uzlaşma olursa bütün isimler her yerde olabilir, bu bizi çok da ilgilendirmez.

Ama hem HDP’ye hakaret edip hem HDP’yi yok sayıp hem de “Çaktırmadan oy verin” demek bizim açımızdan şu sorgulamayı beraberinde getiriyor; pekala biz niçin bu kadar uğraş ettik, ağır bedeller ödedik? Erdoğan’ın yerine yeni Erdoğanlar seçmek için mi?

Dolayısıyla değişime herkes hasret kaldı biliyoruz ancak bir geçersiz değil, gerçek bir değişime muhalefeti zorlamak istiyoruz.

 HDP’yi bu açıdan uygun anlamak gerekir.

 2- Altılı Masadaki uyuşmazlıkları nasıl görüyorsunuz?

 Çok fazla kıymetlendirme yapmasam daha uygun olur.

 Yine de dost acı söyler misali, kısaca bir şeyler tabir edeyim. Altılı Masa kurulduktan sonra masa ismine tek söz konuşulmasaydı hiç toplantı yapmasalardı artık oyları yüzde altmışı geçmiş olurdu.

 Susmayı bilseler en azından, kazanacaklar.