Gelecek Partisi’nin kurucusu ve yöneticisi 11 isim istifa etti

ANKARA – Gelecek Partisi’nin kurucusu ve yöneticisi olan, ortalarında genel lider Ahmet Davutoğlu’nun başdanışmanı Bayram Zilan’ın da bulunduğu 11 isim partiden istifa etti.

Gelecek Partisi Kurucusu ve Toplumsal Siyasetler Lider Yardımcısı Hasan Taşkın, Genel Başkan Danışmanı ve parti Kurucusu Şükrü Kırboğa, Teşkilat Lider Yardımcısı Alper Kürşat Giray, parti kurucusu ve Genel Lider Başdanışmanı Bayram Zilan ile parti kurucuları Fidan Strate, Mustafa Özturk Sadullah Kavak, Abdullah Teber, Veysi Akay, Sait Şasmaz, Cesim Gökçe; Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu’nu isim vermeden eleştirdikleri bir istifa metni yayımladı.

‘PARTİ EGOİST BİR AKLIN KISKACINA MAHKUM EDİLDİ’

Gelecek Partisi’nin liyakat ve ehliyetin yok sayıldığı, emek ve alın terinin iç edildiği bir tabela partisine dönüştüğünü söz eden 11 ismin açıklamasında, “Gelecek Partisi’ni mahalleler ortası çatışmanın, aidiyetler ortası hengamenin, klikler ortası çekişmelerin pençesinden kurtaramadık. Hamaset dolu telaffuzlardan, eski Türkiye’nin ruhsuz cümlelerinden soyutlayamadık. Yeni bir lisan, yeni bir siyaset ve yeni bir anlayış argümanıyla yola çıkan bir hareketin, günün sonunda ‘dar ve egoist bir aklın kıskacına’ mahkum edilmesi demokrat Müslümanlar olarak bizleri hayal kırıklığına uğratmıştır” denildi.

‘GELECEK PARTİSİ MAKSATLARINDAN ŞAŞTI’

“Artık şahsî hırsların ve ajandaların, patinaj yapan gayelerin insan kaynağı olmak istemiyoruz” denilen açıklama şöyle devam etti:

“Gayemiz pak bir siyaset, ahlaklı ve onurlu bir ömür, huzur ve refah dolu bir Türkiye’dir. Üzülerek belirtmeliyiz ki Gelecek Partisi bu amaçlardan sapmıştır. Her kesite seslenmeye çalışırken ideolojisi ve tabanı olmayan bir parti haline dönüşmüştür. Enstrümanı bol lakin yönetici kademesinde herkesin farklı telden çaldığı, melodi yerine kakofonin olduğu, seçmenlerin kulaklarını tırmalayan bir parti haline gelmiştir. Ortaya koyduğu ‘orta yolcu’ telaffuzla Türkiye’nin kronik problemlerini tahlil adresi olma talihini kaybetmiştir.”

‘KOLEKTİF AKIL YERİNE TEKELCİ AKIL, SAHA SİYASETİ YERİNE SALON SİYASETİ’

Partinin kendi logosu ve ismiyle seçimlere girmemesi de eleştirilen açıklamada, “Gelecek partisi, istişare etmek yerine dikte etmeyi, kolektif akıl yerine tekelci aklı, saha siyaseti yerine salon siyasetini ikame ederek kuruluş prensiplerinin tam karşısında ‘kaçak bir gecekondu’ inşa etmiştir. Kendi kuruluş prensiplerini kendisi çiğnemiştir” sözleri kullanıldı.

Açıklamada isim vermeden Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu da eleştirildi ve şu sözler kullanıldı: “Ahlaklı ve faziletli bir siyaset, her şeyden evvel refiklerine vefa göstermek, teşkilatlara bedel vermek, tenkitlere tahammül etmek ve adil davranmak ile başlar. Rakiplerine zirveden bakan ve kendisini dev aynasında gören değil, rakip partilerin tabanlarına da kucak açacak bir telaffuz geliştiren, rekabet edeceği başkanlara düzeyli bir lisan ile hitap eden ve egoist olmayan siyasetçiler uzun ömürlü olur. Teşkilatlarıyla dertlenen, partilileriyle güçlü bağlantı kuran, yol arkadaşlarının her birini kıymetli hissettiren önderler kalıcı olur. Diğer partilerde eleştirdiği her şeyi kendi partisinde uygulayan, şeffaflıktan ve kontrolden uzak hiçbir siyasetçi başarılı olamaz. Söylediği ile yaptığı ortasında uyuşmazlık olan hiçbir siyasetçi, teşkilatına “aidiyet duygusu” aşılayamaz. Türkiye’deki mevcut yapıyı, müesses nizamı ve sistemi değiştirmeye değil, restore etmeye talip olan hiçbir usulü siyaset toplumda heyecan yaratamaz.”

‘GÖÇMEN AKSİLİĞİNİ SAVUNANLARIN YANINDA OLMAYACAĞIZ’

14 Mayıs seçim sonuçlarına dair değerlendirmelerin de yer aldığı açıklamada, göçmen aksisi telaffuzlar eleştirilerek şöyle denildi:

“Türkiye toplumu ideolojik ve sosyolojik olarak aks değiştirmektedir. Avrupa’daki çok sağ dalgası, Türkiye’de de tesirini kuvvetli bir biçimde hissettirmektedir. Çok kültürlü ve çok lisanlı bir coğrafyada etnik kimlik temelli bir aşırıcılığı birliğimizi bozabilecek bir tehdit, inancımızı zedeleyebilecek bir zehir olarak görüyoruz. Buradan kamuoyuna açıkça ilan ediyoruz: Bizler göçmen zıtlığını insan onurunu ayaklar altına alacak bir kıvamda savunanların tarafında olmayacağız. Ülkemize sığınan, itimat ve barış içinde yaşamaktan ve hayatta kalmaktan öbür emeli olmayan mültecileri aşağılayan bir lisanın yanında olmayacağız. Göçmen siyasetini eleştirmek, daha asıllı ve gerçek bir siyaset önerisi sunmak varken, Naziler üzere mültecileri kamyona doldurup hudut dışına atma vaadinde bulunanların tam karşısında olacağız. İnancımızın da gereği olan her türlü ırkçılık, şiddet, terör, kin ve nefretin karşısında olacağız.”

‘LAİK KİBİRLERİNİ EHLİLEŞTİRMEYENLERİN TARAFINDA OLMAYACAĞIZ’

Açıklama şu sözlerle son buldu:

“28 Mayıs seçimlerinde biz demokrat Müslümanlar, Muhafazakâr partilerde cadı avına çıkanların, laik kibirlerini ehlileştirmeyenlerin, en küçük boşlukta bile aslına dönen, sekülerizmin lümpen kulelerine rücu edenlerin tarafında olmayacağız. Birinci tıpta “baharı” vadederken, ikinci tipi “sert bir kışa” dönüştürenlerin tarafında olmayacağız.” (DUVAR)