Kışanak 2007 ve 2011 seçimlerini hatırlattı: İpler hazır mı?

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Lideri seçildikten sonra 2016 yılında tutuklanan Kürt siyasetçi Gültan Kışanak, oy pusulalarında karışıklık yaşanmaması ve oyların geçersiz sayılmaması için ihtarlarda bulundu.

Yeni Hayat’a yazan Kışanak, 2007 ve 2011 seçimlerini hatırlatarak, “Geçmişteki seçim tecrübelerimizden yola çıkarak bu bahiste yaşanacak mümkün yanlışlıkların önüne geçmek için şimdiden bu mevzunun halka düzgün anlatılması gerekir. Artık oyların çöpe gitmesi kadar, geçersiz oyların da seçim sonucunda tesirli olduğunu deneyimlerimizden biliyoruz” dedi.

‘SADECE BİR OYLA KAZANMAK DA KAYBETMEK DE MÜMKÜN’

Kışanak’ın yazısından ilgili kısım şöyle:

“Bu bahislere kıymetsiz detaylar gözüyle bakılmamalı, çünkü bu ülkede 2019 seçimlerinde tıpkı zarfın içinden çıkan üç oy geçerli, biri geçersiz sayıldı. Mühürsüz oyların geçerli sayılması da bir YSK sihirbazlığıydı. YSK’nin her türlü meçhullüğü, iktidar lehine yorumlayacağını bilmek için kahin olmaya gerek yok. Bize düşen halkın iradesinin sandığa yansıması ve sandığa atılan her bir oyun o sandıktan çıkması için alınması gereken tüm önlemleri almaktır. Yalnızca bir oyla, kazanmak da kaybetmek de mümkün. Her bir yurttaşın oyu, tek başına değerlidir. Halklarımızın bu titizlikle sandık başına gideceğine, iradesini seçimlere yansıtacağına yürekten inanıyorum. Kâfi ki biz hakikat ve kâfi bilgiyi vaktinde halka ulaştıralım.

Bağımsız adaylarla seçime girdiğimiz 2007 ve 2011 seçimlerinde oy pusulası örneklerini büyüterek sokak sokak, köy köy halk toplantıları yaparak, pusuladaki yerimizi anlattık. Okuma yazması olmayanlar için de ip bağlayıp verdik. Bugün şayet seçim barajı anlamsız hale geldiyse bunu, oy verme kabininde koynunda taşıdığı o ipi çıkartarak, oy vereceği yeri bulan analarımıza borçluyuz. Analarımızı kocaman yüreğinden öpüyor, açtıkları yolda yürüyerek, kesinlikle barışa ve demokrasiye ulaşacağımıza olan inancımı tabir ediyorum.

Aday arkadaşlarımızdan her birine farklı başka muvaffakiyetler diliyor, tecrübelerimizin bize öğrettiği iki kıymetli prensibe dikkat çekmek istiyorum. Biri yanlışlara karşı, ezen, ötekileştiren hâkim zihniyete karşı net ve yavuz olmak; başkası de halka karşı mütevazi, samimi ve saygılı olmak. Savaşa, vefata, zulme, adaletsizliğe, yoksulluğa karşı durmak için en değerli silahımız oyumuzdur, Artık oyumuzu kullanma vakti.” (HABER MERKEZİ)

YAZININ TAMAMI