Konu: Öcalan’ın çağrısı… Ahmet Türk ne zamanı işaret etti…

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin üç ay evvel PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’a yaptığı davet akabinde DEM Parti’den Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Lider İmralı’ya gitti. Burada Öcalan ile görüşen iki isim, daha sonra MHP önderini ziyaret ettiler. Ziyaretteki heyette yer alan Ahmet Türk, görüşmeye dair Nefes gazetesi muharriri Aytunç Erkin’e açıklamalarda bulundu. Erkin o açıklamaları, “İç dinamiklerle çözme konusunda mutabıkız” başlıklı köşesinde yayınladı. Erkin’in köşe yazısı şu formda;

“İKİNCİ YAHUT ÜÇÜNCÜ ZİYARETTE SİLAH BIRAKMA DAVETİ GELEBİLİR”

“Bahçeli ziyaretiniz nasıl geçti Ahmet Türk?

İyi bir görüşme oldu. Aslında beşerler, güya hazırlanmış bir mevzu var ve bunun üzerine konuşulduğunu düşünüyor. O denli değil. Bir başlangıçtır bu. Toplumun da hepimizin de buna gereksinimi var. Yıllarca acılar çekildi. Türk halkı da Kürt halkı da. Dünyaya baktığımızda Ortadoğu’ya baktığımızda; nasıl Malazgirt’te başlayan Türk-Kürt ittifakı varsa aslında bugün de çok geçerli. Süreç bunu bize anlatıyor. Ortadoğu bataklığında aslında -bir bütün olarak söylüyorum yalnızca Kürtler için söylemiyorum- tehlikelerle dolu bir süreç yaşanıyor. Bunu iç dinamiklerimizle oturarak konuşmak gerekiyor. Bu bahiste da mutabıkız. Zira bu durumu kaşıyacak çok kuvvet var. Herkes çıkar ortaya.

Herkes derken… Milletlerarası güçler mi diyorsunuz?

Uluslararası güçler. Emperyalizmi görmeliyiz. Yayılmacı siyasetleri gün geçtikçe halklar üzerinde büyüyor. Bu türlü bir devirde sahiden yine bir hukuk oluşturmak, yine Türk-Kürt dostluğunu kurmamız gerekiyor. Ortadoğu’da kendi meselesini çözmüş olan Türkiye hem demokrasi ihraç edebilecek hem de çok tesirli bir aktör olacak. Kendi iç sıkıntılarını çözmeyen ülkelerin karanlık bir periyoda girdiklerini görüyoruz. Türk-Kürt dostluğu bugün gerçekleştirmek gerekiyor.

Devlet Bahçeli’nin hali nasıldı?

Bahçeli’nin hali çok olumluydu, nitekim saygılı ve samimi olduğunu görüyorsunuz. Genel bir sohbetti.

Öcalan’ın 7 unsurluk mektubu gündeme geldi mi?

Ziyaretti, sohbetti. Herkesin, tüm siyasi partilerin, parlamentoda olan olmayan partilerin bu sürece katkısı nasıl olacak? Bunun üzerinde durduk. Genel bir kıymetlendirme.

Siyasi partilerle görüşülecek sonra İmralı’ya gidilecek

Öcalan silah bırakma daveti vs. konuşuldu mu?

Daha evvel açıklandı bu bahisler. Bu görüşmeler sonucunda iki yahut üçüncü İmralı ziyaretinde silah bırakma daveti gelebilir. Şimdiden bir şey söyleyemeyiz. Bizim de aldığımız bilgiler o denli. Bütün siyasi partilerle görüşüp, heyetin tekrar İmralı’ya gitmesi ve ona nazaran de kıymetlendirme yapılacağı anlaşılıyor.

Yani siyasi partilerle yapılan görüşmelerden çıkacak sonuç da İmralı’da pahalandırılacak.

Elbette. Kendisi de ‘parlamentoda çözülmesi gerekiyor’ dedi. Parlamentodaki partilerin niyetleri kıymetli. Bunlar da pahalandırılacak. Bu bir başlangıç ismine süreç diyemeyiz.

Adı konulmamış bir süreç.

Evet. İsmi konulmamış, güzel niyetli bir başlangıç. Türk-Kürt halkının tarihten gelen dostluğu var ve bu tekrar inşa edilmeli. Şunu da görüyoruz: Irak’a da gittim, Suriye’ye gittim. Şu anda dışarıya çıkamıyorum. Lakin bütün Kürtler’in gözü Türkiye’de. Kendilerini hala Osmanlı’dan bu yana Türkiye’nin bir modülü olarak görüyorlar. Kürtler yalnızca Türklerle adil bir hayat sürebilir, özgürleşir. Öbür bahtları da yok. Türkler’in de Kürtleri dışlayan hali gerçek değil.

Sürecin en başında 1 Ekim öncesinde Devlet Bahçeli’yle bir temasınız oldu mu?

Sadece Sırrı Süreyya Başkan telefondayken ‘Ahmet ağabey de yanımda’ dedi ve telefonu verdi. Sayın Bahçeli’yle konuştum, hal hatır sorduk. O kadar bir görüşme oldu. Tesadüfen bir görüşme oldu.

Bir genel af talebi oldu mu Bahçeli’yle görüşmenizde?

Bunlar spekülasyon. Öcalan da görüşmede umut hakkı üzere hususları gündeme getirmemiş. Suriye, Türkiye’deki gelişmeler, emperyalizmin Ortadoğu’yu ele geçirme çabası… Bunlar gündeme gelmiş Öcalan’la yapılan görüşmede de. Bunlara karşı ne yapmak gerekiyor? Kendi sorunumuzu kendimiz çözmemiz gerekiyor kanısı konuşulmuş. Diğeri müdahil olmasın. Öcalan da ‘bu iç mesele’ diyor ve parlamentonun çözmesi gerektiğini anlatıyor. Görüşmeyi yapan arkadaşların verdiği bilgiler lakin fazlasını söyleyemem”