Onkoloji uzmanının ’bitkisel tedavi’ tepkisi: ‘Bir şey yapamadığımız hastalar oluyor…’

Kanser çeşitleri tüm dünyada milyonlarca kişiyi etkilerken, uzmanlar, tarama programları ve erken teşhisin değerine dikkat çekiyor.

Onkoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Ebru Karcı, yurttaşların rastgele bir belirti hissetmesi durumunda uzmanlardan yardım alması gerektiğine vurgu yaptı. Dr. Karcı, kanser tanısı alan bireylerin kendi başlarına bitkisel eserlere yönelmesinin tedaviyi olumsuz tarafta etkileyebileceğini belirterek kıymetli ihtarlarda bulundu.

“GEBELERDE ÇOK GEÇ KALINMIŞ HADİSELERLE KARŞILAŞMAKTAYIZ”

Dünyada ve Türkiye’de çok sık görülen kanser çeşitlerine ait bilgi veren tıbbi onkoloji kısmından Dr. Öğretim Üyesi Karcı, “En sık karşılaştığımız kanser, bayanlar için göğüs kanserleri. Göğüs kanseri her 8 bayandan 1’inde artık var. Dünyadaki sıklık oranı da çok fazla, Türkiye’de oranı da çok artmakta maalesef. İleri yaşlarda daha sık görmekle birlikte, genç yaş kümesinde da hayli ağır bir biçimde görüyoruz. O yüzden taramalara ne kadar değer verirsek bunları erken safhada yakalamak daha mümkün oluyor.

20 yaşından sonra biz kesinlikle her bayana kendi muayenesini önermekteyiz, tıpkı formda doktor muayenesine de 6 ayda bir gitmeli. Zira çok genç yaş kümesinde da bunu görmekteyiz ve hastalar maalesef geç safhalarda da gelmekte. Aile kıssası varsa bilhassa bu çok kıymetli. Hamilede kist ile ya da rastgele bir göğüs iltihabıyla karıştırılabiliyor. Zira o devirde sahiden çok geç kalınmış hadiselerle karşılaşmaktayız. Rastgele bir semptom hissettiklerinde denetimsiz bir zayıflama, göğüste ele gelen rastgele bir kitle, sistemsiz adet kanamaları, büyük abdestte kanamalar bu üzere şikayetleri olduğunda kesinlikle en yakın sıhhat kuruluşuna başvurmaları gerekir” diye konuştu.

“YENİ İLAÇLAR ONKOLOJİDE ÇIĞIR AÇTI”

Kanserle uğraşta uygulanan yeni yollarla kıymetli muvaffakiyetler elde edildiğini anlatan Dr. Karcı, “Yeni ilaçlar nitekim onkolojide çığır açtı, Türkiye’de de bunların birçoklarına ulaşabiliyoruz. Çok hoş tedavi cevapları aldığımız hastalar var fakat iş çok daha uzuyor, zahmetli bir sürece giriyor. Erken teşhis konduğunda bunun tedavisi daha erken mümkün olabiliyor. 45 yaşın üzerinde hiçbir şikayeti olmasa bile kolonoskopi kesinlikle yapılması gerekiyor.

Öksürük akciğer kanserinin belirtisi olabilir, balgamda çizgi halinde bir kanama görebilirler, göğüs ağrısı olabilir. Bilhassa kansere bağlı ağrılarda gece artan bir ağrı olur. Gece terlemesi, atlet değiştirecek kadar önemli bir terleme ile karşı karşıya kalabilirler. İmmünoterapi hakikaten çok başarılı bir tedavi, birden fazla kanserde çalışması var. Onlarla çok âlâ giden hastalar var, hiç görmediğimiz karşılıkları görüyoruz. Bu yalnızca akciğer kanseriyle ilgili değil, göğüs kanserinin daha agresif tipleri var, onda da immünoterapi çalışmaları çok başarılı. Birebir formda bağırsak kanserlerinin bir kümesi var ki, ailesel bir genetik geçişi olan kolorektal kanserlerde immünoterapilerle büsbütün hastalığın yok olduğunu biliyoruz. Bizim kendi kliniğimizde de o denli olaylarımız var” sözlerini kullandı.

“BİTKİYLE ÇOK VAKİT KAYBETMİŞ HASTALAR OLUYOR”

Dr. Karcı, vatandaşların kanser teşhisi aldıktan sonra bilinçsizce bitkisel eserlere yönelmesine yönelik açıklamalarda bulunarak şöyle konuştu:

“Bitkisel dayanak tedavileri, kendisi doktor olmayan bir sürü kişi tarafından çok kullanılıyor. Bizim hasta kümemiz da maalesef onlara biraz daha inanma eğiliminde lakin biz bilimin eşliğinde bu ilaçlarla bu hastalıkları çözebiliyoruz. Hastalar bununla çok vakit kaybediyor. Bu türlü çok gelip de son evrede bir şey yapamadığımız, bitkiyle çok vakit kaybetmiş hastalar oluyor. Rica ediyorum kendilerini o duruma sokmasınlar. Biz ailemizin bir bireyinin başına gelmiş kadar üzülüyoruz.

Elde bir tedavi var ve çok geç kalmış. Bir doktor olarak gerçekten en üzüldüğüm bahis bu, o yüzden bir tabibe başvursunlar. Destekleyici tedavi alacaklarsa da tabiplere sorsunlar, bu eserler ilaçların etkinliklerini azaltabiliyor. Benim hastalarım da bana çok soruyor, bileyim, ona nazaran ben müsaade vereyim diyorum. Çok temiz şeyler değiller; karaciğer, böbrek yetmezliğine kadar hastaları sokabiliyorlar. Bu bahiste çok dikkatli olsunlar, bu bizim için çok kıymetli. Kemoterapi almadan evvel kesinlikle yumurta saklamayı öneriyoruz ki ileride bir kahır olursa ona yönelik de tedavimizi yapalım diye. Halihazırda kemoterapiyle bir arada bayanlarda kısırlık olmasın diye aylık aşılar var, onunla bir arada o yumurtayı içeride dondurmuş oluyor ki ileride bebek istediğinde o rezervini, kendi bedenindeki şeyi kaybetmemiş oluyor. Bunun da birçok formülü var. Kemoterapi aldı, kısır kalacak diye bir şey yok.”