Özel Sağlık Hizmetleri ve Özel Hekimlik Sorunları Masada ! İstanbul Tabip Odası ‘Özel Sağlık Hizmetleri ve Özel Hekimlik’ Komisyonu
Özel Sağlık Hizmetleri ve Hekimlik Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarının yürüttüğü Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP)’nın 20. yılına yaklaşırken nasılda “sağlıkta çöküş programı” haline geldiğini hep birlikte yaşamaktayız. Tedavi edici sağlık hizmetlerinin öncelikli hale geldiği SDP’nin ilk yıllarında kamu sağlık hizmetlerinin önemli bir kısmı “özel sağlık kuruluşlarına” kaydırılmış ve finansal birikimin, özel sağlık sermayesinin oluşması sağlanmıştır. Özel sağlık hizmetlerinin hastane ayağı “sağlık sektörü” adını almış, sağlık dışı beklentiler (otelcilik-turizm) ile daha da büyümüştür.
Başlarda Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) yüksek ödemeleri ile gelişen özel sağlık kuruluşlarının gelirleri yıllar içinde düşmüş, bu açık hastalardan alınan fark ödemeleri ile kapatılmıştır. SGK ile özel hastaneler arasında yapılan anlaşmada yürütülen hizmetlerin, SGK’daki karşılığı olan ödemenin %200’üne kadar fark alınması yasal hale getirilmiştir. Maliyetler, kazancın sürekli arttırılma çabası gibi gerekçelerle fark ücretleri yasal sınırın üzerine çıkmış, keyfi denilecek standart dışı ücretlendirme hastalara dayatılmıştır. Kamu kaynaklarıyla büyüyen, sayıları artan özel sağlık kuruluşları bu sürede önemli niteliksel değişimlere de uğramıştır.
Önemli Sayıda Hekim Artık Özel Sağlık Hizmetleri Alanında Çalışıyor
Öte yandan önemli sayıda hekim artık özel sağlık hizmetleri alanında çalışmaktadır. İstanbul Tabip Odasının toplam üye sayısının neredeyse %55’i hekimlik uygulamaları için üyelik zorunluluğu olan özel muayenehane ve özel hastane çalışanı hekimler oluşturmaktadır. Kamu sağlık kuruluşlarındaki çalışma koşulları, yetersiz ücretler, liyakatsiz yöneticiler, adaletsiz akademik yükselme koşulları ve artan şiddet olayları ile eş zamanlı olarak özel hekimlik çalışma alanı giderek büyümüştür. Kamu kaynaklarının aktarılma biçimi kamudaki iş gücünün özel sağlık hizmetlerine kayması ile başka bir boyut kazanmıştır. Kamuda çalışan hekimlerin hakları için son dönemde yürütülen mücadele ve talepler biriken sorunların çalışma koşullarını nasıl daha da ağırlaştığını iyi ifade etmektedir. Hekimlerin kamudaki hak kayıpları özel sektöre sadece iş gücü kaymasını getirmemiş, özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin koşullarını da belirler hale gelmiştir. “İş gücü piyasası” haline getirilen hekim emeği “alternatifsiz” hale gelmenin rahatlığıyla özel sektörün insafına terk edilmiş durumdadır.
Özel Hastanelerin Büyümesindeki İvme Arttıkça Çalışma Usullerinde Farklılaşmalar Ortaya Çıkıyor
Giderek güvencesizleşen ve aldıkları ücretler piyasa koşullarına bırakılan hekimler temel çalışma güvencesinden yoksun durumdadır. Özel hastanelerin büyümesindeki ivme arttıkça çalışma usullerinde farklılaşmalar ortaya çıkmıştır. Daha cüretkâr pozisyonlar edinen özel hastane sermayesi, başlarda hastane personeli olarak 4A bordrolu çalışan hekimlerin “serbest meslek erbabı” gibi tanımlanmasını sağlamış, önemli bir vergi yükünden kurtulmayı başarmıştır. Kendi sigorta giderlerin ödeyen, vergi işlemleri için muhasebecisi olan ve muayenehane adresi için ikamet ettiği ev gibi yerleri göstererek hizmet satan durumunda kalan hekimler 2015’te yeni bir dayatma ile karşı karşıya kalmış “sağlık şirketi” kurmaya zorlanmıştır. Sağlık şirketleri ile “ortak oluyoruz” retoriği geliştiren özel hastane sermayesi hizmet alan-veren statüsü kazanmış, tuhaf bir vergi tartışması ile hekimleri vergi cezalarına maruz bırakmıştır. Mesai saatleri, izinler ve çalışma kuralları açısından hastane iç işleyişine tabi olan hekime çalışma usullerine aykırı biçimde dayatılan “hizmet satma” modeli, Gelir İdaresi Başkanlığı-özel hastane lobisi-geçim derdi üçgeninde boğucu bir kıskaca dönüşmüştür. Tazminat hakkının olmadığı, emekliliğe yansıyan gelir birikimin sağlanamadığı, iş güvencesinin olmadığı bir ortamda hekimlik mesleği performans değerlendirmeleri, açık-kapalı ciro baskısı altında etik-deontolojik ihlallerin kıyısına terk edilmiştir.
Özel Hekimlikte Çalışma Biçimleri
2022 yılı Nisan ayında yapılan “çalışma usulleri” ve “vergilendirme” ye dair yasal düzenleme ise tam bir hukuk skandalına dönüşmüştür. Şirket üzerinden verdiği hizmeti faturalandıran hekimin vergilendirme sorunu bu düzenlemeyle, her koşulda “serbest meslek erbabı” olarak kabul edileceği şekline getirilmiş ve “biz söyledik oldu” güvencesiyle hukuk dışılık resmileştirilmeye çalışılmıştır. Çalışma mekânı, çalışma kuralları, mesai saatleri, izin dönemi, hastalar ve hastane karşısındaki sorumlulukları olarak tam anlamıyla çalıştığı hastanenin personeli pozisyonunda olan hekim 4B statüsünde sözleşmeli ve hizmetini satan (serbest meslek erbabı, sağlık şirketi) statüsünü kabule zorlanmıştır. İstanbul Tabip Odası’nın (İTO) Nisan 2022’de yayınladığı “Özel Hekimlikte Çalışma Biçimleri” anketine katılan 1637 hekimin %42,21’i, 4B statüsünde çalışmaya kurum tarafından zorlandığını, %14,23’ü ise daha faydalı olacağına yönlendirildiğini söylemiştir. Hekimlerin %62,49’u 4A bordrolu çalışmak istediğini, %23,09’u 4A-4B birlikte çalışmak istediğini belirtmiştir. “Özel hastanelerin büyümesindeki ivme arttıkça çalışma usullerinde farklılaşmalar ortaya çıkmıştı?” sorusuna %70,07’si hayır yanıtını vermiştir.
Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı, %41,36 sağlık politikalarını, %26,19 ise ülkenin genel ekonomik durumu olarak görmektedir.
Hekimler derin bir mutsuzluk sarmalına girmiş ve özel sağlık hizmetleri alanı bu sarmalı tamamlayan bir işleve dönüşmüştür. Türk Tabipleri Birliği (TTB)’nin 65 farklı ilden 1370 hekimin katıldığı ve Nisan 2022’de açıkladığı anket sonuçlarına göre, özel hastane çalışanı hekimlerin sadece %19,78’inin aylık kazancı yaşamını idame ettirebilmesi için yeterli olduğunu ifade etmiştir. Yine hekimlerin %75’ine yakını yasal olarak belirlenenden daha uzun süreler çalışmaya zorlandığını ve %64,67’si fazla çalışmanın ücret karşılığını alamadığını belirtmiştir. %73,35’i resmi tatillerde de çalışmak zorunda kalmakta, %56,86’sı ise iş güvencesi kaygısı yaşamaktadır. Emekli olma kaygısı yaşamayanların oranı sadece %25,62’dir. Hekimler tüm bu kaos içinde gelinen durumun nedeni olarak, %64,84 mesleğin değersizleştirilmesini, %45,44 Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı, %41,36 sağlık politikalarını, %26,19 ise ülkenin genel ekonomik durumu olarak görmektedir. Özel hastaneler ve özel hastane hekimlik uygulamaları “özel hastane sahibi” sağlık bakanların, özel hastane sermayesine yonttuğu bir çıkar çatışma alanına dönüşmüştür. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu olarak özel hekimlik alanında yaşanılan her türlü soruna müdahil olacağız. Yeni dönem özel hekimlik komisyonumuz 28 Haziran 2022’de toplanmış, sorunlar ve önceliklere dair tespitlerini yapmıştır. İlk aşamada “çalışma biçimleri” üzerinden yaratılan hak kayıplarının giderilmesine dönük hukuki ve mesleki mücadelenin planlaması yapılmıştır. Özel hekimlik alanında çalışan tüm meslektaşlarımızı mücadele için bekliyoruz. (BSHA) Kaynak – İstanbul Tabip Odası