Rus isimden F-16 çıkışı: Emel Türkiye’yi dizginlemek

ABD Temsiciler Meclisi, Ulusal Savunma Yetkilendirme Maddesi’nin (NDAA) F-16 savaş uçaklarının Türkiye’ye transferinin, Yunan hava alanını ihlal etmek için kullanılmaması kuralı içermesi gerektiği istikametindeki değişikliği destekledi.

Rusya Askeri Siyaset Bilimcileri Derneği uzmanı, Plehanov İktisat Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Sosyoloji Anabilim Kolu Lideri Dr. Andrey Koşkin, ABD’nin kurallarının asıl emelinin ne olduğu, Washington’ın Türkiye’nin askeri-teknik alandaki tercihler ile ilgili duruşunu etkileyip etkileyemeyeceği, askeri-teknik alanda Türk-Amerikan iştirakinin mevcut durumunun ne olduğu üzere soruları yanıtladı.

“ABD TÜRKİYE’Yİ DİZGİNLEMEK İSTİYOR”

Koşkin, “Şu anda Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın izlediği bağımsız dış siyaset yörüngesiyle ilgili olarak dünya kamuoyunun, bilhassa de Batı dünyasının ilgi odağında. Ankara ile Washington ortasında, bilhassa askeri-teknik işbirliği mevzularında olan aralığın devam ediyor olması ağır bir biçimde tartışılıyor. Washington’ın Türkiye’nin Rus S-400 uçaksavar füze sistemlerini satın alması konusunda hayli önemli talepleri olduğunu biliyoruz. Amerikalılar bu bahiste Türkiye’deki gerçek şahıslara yaptırım bile uyguladı. Bunun da ötesinde Türkiye F-35 avcı uçaklarının ortak üretiminden çıkarıldı. Ama bu adımların hiçbirinin yararı olmadı. Türkiye, S-400’leri kendi ulusal çıkarlarına cevap verdiği için satın aldı, lakin birebir vakitte bu NATO müttefiklerini caydırdı. Birebir vakitte ABD, Türkiye’yi etkileme gayretlerinden vazgeçmiyor” diye konuştu.

Rus uzman, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“ABD’nin F-16 savaş uçaklarının satışı için kurallar koyması şaşırtan değil. Böylelikle Türkiye’yi dizginlemek istediklerini ve bu halde Türkiye’nin ABD’nin şartsız egemenliğinin olduğu bir askeri ittifakın üyesi olduğunu bildirmeye çalıştıklarını bir defa daha teyit etmiş oldular. Bana nazaran Türkiye dış siyasette tam bağımsızlık için uğraşını sürdürecek. Askeri-teknik alanda Türk-Amerikan bağlantıları işte bu türlü güç şartlarda devam ediyor.”