Şehitliğe girişi yasaklayanlar şehide saygı dersi veriyor, insan utanır be!

Yazarımız Yılmaz Özdil, gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Bizim TV YouTube kanalında Lale Özan Arslan’ın konuğu olan Özdil, sözlerine Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü anarak başladı. Özdil, “Bu 10 Kasım’da gördük ki aslında toplum, devleti yönetenlerden veya siyasi partilerden çok daha ileride. Toplumun her kesiminde ortak payda, bu ülkenin çimentosu Atatürk. Onun fikirlerini hissederek, görerek geleceğe daha umutla bakıyoruz” dedi.

“ATATÜRK’ÜN LİYAKAT AŞKI”

Özdil şöyle devam etti: “Bu Cumhuriyet’in yeniden kurulması sürecinde Mustafa Kemal Atatürk’ün olağan üstü bir vizyonu var. Türkiye Cumhuriyeti’nin hem Milli Mücadele’sinde hem anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğuşunda yatan temel vizyon Mustafa Kemal Atatürk’ün liyakat aşkıydı.”

İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan ile şehit yakını arasında yaşanan gerginlik ve iktidarın gelişmeler karşısındaki tutumuyla ilgili Özdil, şu ifadeleri kullandı: “Şehit ailelerine, şehide, gazilere, saygı ya da hakaret söz konusuysa en son konuşması gereken AKP zihniyetidir. Mehmet Gencer, varlığıyla onur duyduğum ağabeyim. Hem oğlunu, hem yeğenini şehit verdi. PKK açılımını eleştirdi diye AKP hapis cezası verdirdi. Pakize Akbaba, şehit annesi. 4 sene hapisle yargıladılar. Gazilerin protezine haciz gönderdiler. İnsanı, insanlığından utandıracak örnekler var.”

“AHLAK DERSİ VERİYORLAR!”

İktidarın İYİ Parti’yi yıpratmayı amaçladığını belirten Yılmaz Özdil, “PKK ile masaya oturan kim? İstanbul Edirnekapı Şehitliği’ni yasakladılar. Şehit aileleri gidip açılımı protesto eden basın toplantısı yapmasınlar diye. Şehit ailelerinin, şehitliğe girmesini yasaklayan zihniyet, bugün dönmüş İYİ Parti’ye, dolayısıyla CHP’ye şehide saygı dersi veriyor. İnsan utanır be. Şimdi dönmüşler ahlak dersi veriyorlar” dedi.

“BÖYLE REZALET OLUR MU?”
Üniversiteli gençlerin durumuna da değinen Yılmaz Özdil, “Çocuk konservatuar okumuş kuryelik yapıyor. Böyle rezalet olur mu?” açıklaması yaptı.

Hükümet değişince insani molozla karşı karşıya kalınacak

Yılmaz Özdil, dolar kurundaki artışı da değerlendirerek, vatandaşların içinde bulunduğu psikolojik duruma dikkat çekti: “Dolar 50 lira bile olur. Olmayacağını kimse söyleyebilir mi? Bugün, doların fiyatını görmek istiyorsanız açın, gazetelerin üçüncü sayfalarını okuyun. Bir ülkenin ekonomisinin geldiği nokta ekonomi sayfalarında yazmaz, üçüncü sayfalarda yazar. Türkiye’de son bir haftada sekiz kişi intihar etti. Türkiye kadına şiddet konusunda dünya birincisi. Kadına yönelik şiddetin çok önemli bir sebebi ekonomi. Dünyada antidepresan kullanma oranında rekor kırmışız. Her hükümet değiştiğinde, ‘Enkaz devraldık’ edebiyatı yapılıyor. Bu hükümet değiştiğinde enkaz değil, insani molozla karşı karşıya kalınacak.”

“Ayasofya’ya sahipsek bunu Atatürk’e borçluyuz”

Yılmaz Özdil, 10 Kasım’da İstanbul Ayasofya Camii’nde Atatürk için mevlit okutulmasına izin verilmemesine tepki gösterdi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı sert sözlerle eleştirdi. Özdil, şu ifadeleri kullandı: “Ayasofya’da Atatürk’e lanet okunuyor ama aynı Ayasofya’da Atatürk’e mevlit okunmasına izin verilmiyor. Tarih bunu yazıyor. Bugün, biz Ayasofya’ya sahipsek bunu Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz. İstanbul’un fethini kutlayıp, sırf Mustafa Kemal var diye İstanbul’un kurtuluşunu kutlamamak vatan hainliğidir. Bugün o Diyanet İşleri Başkanı, Atatürk’e lanet okuduğu Ayasofya’yı, Atatürk’e borçludur. Tarih, Ali Erbaş’ı nankör bir insan olarak geçecek.”

“ERKEN SEÇİM ALAMETİ”

Özdil, iktidarın erken seçim hazırlığında olduğunu da belirterek şunları söyledi: “Erdoğan, elinde olsa 2023’e kadar seçim yapmak istemez. Ama elinde olmadığını artık AKP Genel Başkanı da görüyor. Dolayısıyla bir seçim hazırlığı var. Seçim sisteminin değiştirilmesinden tut, yıllardır süründürdükleri EYT’liler olmak üzere birtakım atraksiyonlar yapıyorlar. Bunların hepsi seçim alameti.”

Sedat Peker artık kahramanlığa geçti

Özdil, organize suç örgütü liderliğinden hüküm giyen Sedat Peker’in gündemi sarsan paylaşımları hakkında ise şunları söyledi: “Suçluyken kendi kitlesi tarafından seviliyordu, suçlularla mücadele etmeye başladı diğer kitlenin kahramanı oldu. Buna benzer bir örnek dünya tarihinde yok. Sedat Peker’in toplumla kurduğu iletişim bağı onu anti kahramanlıktan, kahramanlığa geçirmiş vaziyette.”