‘Sürtük’ demişti… Erdoğan geri adım atmadı

AKP Genel Lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde düzenlenen, partisinin 30. İstişare ve Kıymetlendirme Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu.

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan satırlar şu halde:

“Toplantımızın partimiz, ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum. Milletimize verdiğimiz hizmetleri her fırsatta hatırlamalı, hatırlatmalıyız. Şu anda ekranları başında bizi izleyen aziz milletime bunları hatırlatmanın yararlı olacağı kanaatindeyim. İktidara gelirken milletimize, ülkemizi dört temel öge üzerinde yükselteceğiz dedik. Bunlar eğitim, sıhhat, adalet, emniyet temelleri. Bunun için de her vakit yapıtlarımızı anlatmaya bu sırayla başlıyoruz.”

“En son istişare ve kıymetlendirme toplantımızı 2019 ekiminde yapmıştık. Salgın devrinde toplantılarımıza orta verdik. Bu zahmetli süreci en az kayıpla geride bıraktık.”

“Ülkemizin son 20 yıldaki kazanımları hayatımızın ayrılmaz bir kesimi haline geldi. İktidara gelirken ‘Ülkemizi dört temel öge üstünde yükselteceğiz’ dedik. Bunlar eğitim, sıhhat, adalet ve emniyet.”

“70 bin olan akademik işçi sayımız 185 bine 1.5 milyon olan üniversite öğrencisi sayımız 8,3 milyona çıktı.”

MUAYENE SORUNU

“Son periyotta devlet hastanelerindeki sıhhat hizmetleri konusunda muayene randevularındaki gecikmeler başta olmak üzere sistemdeki kimi aksaklıklarla ilgili şikâyetler gelmeye başladı. Salgının bitmesiyle bu sıkıntıları çabucak gündemimize aldık hızla tahlilini sağlayacak adımları atıyoruz.”

“Düzensiz göçle gayret için 26 geri gönderme merkezi kurduk. Suriye’de oluşturulan inançlı bölgelere 500 binin üzerinde Suriyeli kardeşimizin geri dönmesini sağladık.”

“MERDİVEN ALTI ADALETÇİLİĞE SON VERDİK”

“Bugün toplam istihdam sayısı 30 milyonu geçti. Adalette 9 bin 349 olan hakim savcı sayısını bu yıl prestijiyle 22 bin 709’a yükselttik. Merdiven altı adaletçiliğe son verdik.”

YENİ HAREKAT MESAJI

“Türk Milleti için güçlü bir orduya sahip olmak tarih boyunca olageldiği üzere bugün de bir tercih değil, bir mecburiyettir. Fırat Kalkanı, Zeytin Kısmı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ve Pençe-Kilit’le güney hududumuzda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu darmadağın ettik. Güvenlik çizgisinin eksiklerini yeni harekatlarla tamamlayacak hem de tüm kuvvetlerimizi her türlü misyona hazır hale getirecek çalışmaları titizlikle yürütüyoruz.”

YİNE GEZİ’Yİ GAYE ALDI

“Gezi olaylarıyla başlayan ve gerisi arkasına devam eden ihanetlerin ülkemize kur-faiz-enflasyon şer üçgeni üzerinden ödettiği ağır bedeller olmasaydı, bugün 1.5 trilyon doları bulan bir ulusal gelirle çok farklı bir yerde olacaktık.”

“Sahnede hangi oyun sergilenirse sergilensin gerisinde bir ekonomik sabotaj kesinlikle vardır. Buna karşın ülkemize diz çöktürülmesine müsaade vermedik, vermeyeceğiz. Türkiye’nin ödediği bedellerde hissesi olan herkesin yakasına yapışmak boynumuzun borcudur. Karşımıza çıkarılan aktörlerin birer aparat olduğunu biliyor, asıl çabayı projelerin gerçek sahiplerine karşı veriyoruz.”

“Türkiye’nin iktisatta geldiği yeri de  yaşadığı kayıpları da işte bu perspektiften kıymetlendirmek gerekiyor. Anlayamadıkları  bir gerçek var. Bu gerçek Türkiye’nin potansiyelinin ve gücünün kağıt üzerindeki  ölçeklerin çok üzerinde olduğudur. Şayet biz kağıt üzerindeki hesaplara kalsaydık ne vesayetle gayretimizi muvaffakiyete ulaştırabilirdik ne terörle çabamızı zaferle neticelendirebilirdik ne  darbecileri bozguna uğratabilirdik ne de memleketler arası ayak oyunlarıyla baş edebilirdik. Biz ülkemize inandığımız inancımızdan kuşku duymadığımız için Allah’a hamd olsun ayaktayız. Hani komünistin komünistliği parayı buluncaya, ateistin ateistliği uçak sallanıncaya kadardır derler ya, aparatlarıyla ve ağababalarıyla bunların  havası da milletin önüne çıkıncaya kadardır. Elbette ihtiyatı ve önlemi elden bırakmadan biz kimin ne dediğine bakmadan kenedi işimizi yapacağız.”

‘UZAY’ AÇIKLAMASI

“2023’te bir Türk vatandaşının Memleketler arası Uzay İstasyonu’na gönderilme sürecini başlattık. Yerli arabamızı inşallah yakında yollarda göreceğiz. Can Azerbaycan’da TEKNOFEST nesli gençlerimizin iki devlet bir millet bir şenlik ile nasıl kucaklaştığına şahit olduk.”

HEDEFİNDE KILIÇDAROĞLU VAR: ’10 SORU’ YANITI

“Siyasetin cilvesi diyebileceğimiz kimi bahislerle uğraşmak mecburiyetinde kalıyoruz. Türk siyaset tarihinin en sıkıntı cilvesi bizim dönemimize denk geldi. Bu bahtsız cilvenin ismi Kılıçdaroğlu’dur. Ciddiye alsak ciddiye alınacak, gülüp geçsek gülüp geçilecek tarafı yok. Biz de yok saymayı tercih ediyoruz. Yok saydığımızda da palavranın dozunu daima yükseltiyor. Biz de mecburen bu zatı orta ara paçasından tutup aşağıya çekmek zorunda kalıyoruz. Zat bizim geçen salı günü sorduğumuz sorulara yanıt vermiş, sonra bize güya 10 soru sormuş. 

Birinci sorum olan terör örgütlerini lanetleyip lanetlemeyeceğine dair verdiği yanıttaki tüm göndermeler, Türkiye’yi birilerine gammazlayan alçakça tuzaklarla bezelidir. İkinci sorum olan harekatları destekleyip desteklemediklerine iğrençliği karıştırarak hezeyanlar sergilemiştir. Üçüncü sorum olan NATO tartışmalarına karşılığı yalnızca bu çabamızda karşımızda olanları sevindirecek bayağılıktadır. Dördüncü sorum olan Akdeniz ve Ege’ye dair verdiği karşılıkla ülkesinin değil, Rumların yanında yer aldığınız tekrar göstermiştir. Beşinci sorum olan global krizin ekonomik boyutuna karşı çabaya takviye vermeye, kolay bir karşılık vermiştir. 

Altıncı sorum olan palavrası bırakıp bırakmayacağına, birebir palavraları tekrarlayarak karşılık vermiştir. Yedinci sorum olan siyasi stratejilerini yabancı temsilcilere onaylatmaktan vazgeçip vazgeçmeyeceğine inkarla yanıt vermiştir. Sekizinci soruma asil değil sefil bir şahsiyet olduğunu göstererek yanıt vermiştir. Dokuzuncu sorum olan partisi içindeki terör örgütü destekçisini, hırsızı, tacizciyi tasfiye edip etmeyeceğine bunlara ortak olduğunu ikrar ederek karşılık vermiştir.”

Onuncu sorum olan aday olup olmayacağına ise seçim tarihi mazereti ile yüreksizliğini, çapsızlığını bir sefer daha göstererek karşılık vermiştir. Seçim tarihi muhakkak. Sen şimdiden haziran 2023’e hazırlan lakin evvel adayınızı belirleyin. Sen sıkıysa aday oluyor musun olmuyor musun bunu açıkla.”

“ALTILI MASA ÇOK UZATMASIN, ADAY KARARINI VERSİN”

 

“Altılı masa kimi seçerse o aday olacakmış. Altılı masa da çok uzatmasın karar versin. Herhalde artık bu yıl içinde bu açıklamayı yapacaklardır.”

‘HİÇ ALAKAM YOK’ DEMİŞTİ: ERDOĞAN’DAN ‘SADAT’ AÇIKLAMASI

“SADAT diye bir öcü uydurup, şirketin kurucusu ile konutunda konuştuğumuzu söyleyecek kadar hayal alemine dalmış!”

“Ben SADAT’ın kurucusuyla meskenlerinde bir görüşme gerçekleştirmedim. Bu türlü bir görüşme yok. Bay Kemal sen yalancısın. SADAT’ın kurucusu denilen tuğgeneral ile misyona getirdikten sonra, benimle çalıştığı mühlet içerisinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde görüşmelerim var ancak meskeninde yok!”

KÖPRÜYE ‘GEZİ’ PANKARTI ASAN TİP MİLLETVEKİLLERİNE YÜKLENDİ

“Gezi olayları; sokak terörü üzerinden milletin iradesini gasp etme teşebbüsü, azgın azınlığın, sessiz çoğunluğu sindirme teşebbüsüdür! Geçenlerde 3 tane kelamda milletvekili, Şehitler Köprüsü’nde pankart astı. Polislerimize vurmaya kalkanlar olmuştur. Bunlar malum partinin parlamentodaki uzantılarını ta kendisi. Bu milletin polisine el kaldırandan milletvekili olmaz. Bunların parlamentoda da yeri olmaz. Bunların da parlamentodan silinip atılmasının adımlarının atılması lazım. Bizim Seyahat olayları konusundaki öfkemizin nedeni ferdî değil, ülkemize ağır faturaların önümüze sürülmeye başlandığı birinci hadise olmasıdır.”

YİNE ‘CAMİ’ PALAVRASINA SIĞINDI

“Zulüm 1453’te başladı, bu tabirlerin gerisinde sen varsın. Örgütünüzün elemanları bunları yazarken sesiniz çıkmadı. Sen Beşiktaş’tan Taksim’e kadar yürüdün. Bezmialem Camii’nin içini bira kutularıyla sizin o ekibiniz kirletti. Bunları yaptınız. Sizin bu türlü bir maneviyat, dini kıymetlere hürmet, o denli bir anlayışınız yok lakin istismar var. İstismarı çok güzel yapıyorsunuz. Bundan sonra o da yutmayacak, o da tutmayacak. Atatürk Kültür Merkezi’ne Seyahat olaylarında malum teröristlerin pankartlarını siz astınız. Ben buradan milletime sesleniyorum. Bu ülkeyi terör örgütlerine biz asla peşkeş çekmeyeceğiz.”

‘SÜRTÜK’ DEMİŞTİ: ERDOĞAN GERİ ADIM ATMADI

“Biz bunlara teşhisi koyduk. Onlara bu kelam neye karşılık geliyor bilmiyoruz fakat dediğimiz çok açık. Mukaddesatımıza hürmetsizlik edenlere bilhassa odunsuz davrandık. Bugün de birebir hassasiyetlerle davranıyoruz. Milletimiz Gezicileri nasıl tanımlıyorsa biz de tıpkı sıfatları kullanıyoruz. Elebaşlarını, vandalları, polisimize kurşun sıkan kent eşkiyalarını, yağmacıları, ibadethanelerimizi bira kutularıyla kirletenleri, aziz milletimizin iradesine kast eden darbe heveslilerini bu millet nasıl tanım ediyorsa biz de tıpkı formda tanım ediyoruz. Vandala vandal, haine hain, çapulcuya çapulcu demekten geri durmayacağız. Bizim bayanlara alçakça hakaret eden belediye liderlerini koruyanlardan alacak ahlak dersimiz yoktur. Şehit bacısına küfürler savuran terbiyesizlerden öğrenecek hürmet dersimiz de yoktur. Buradan tüm kardeşlerime sesleniyorum. Hadlerini bildirmek milletimize karşı sorumluluğumuzun bir gereğidir.”