Anayasa Mahkemesi, din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf olma talebi reddedilen bir öğrencinin yaptığı başvuruda hak ihlali kararı verdi. 2018-2019 eğitim ve öğretim yılına kadar olan okutulan din dersinin içeriğini eleştiren Yüksek Mahkeme, zorunlu din öğretimine karşı üç öneride bulundu. Kararda, din eğitimi ve öğretimi niteliğindeki bu dersi çocuklarına aldırmak istemeyen ebeveynler bakımından muafiyet, dinî eğitim ve öğretime alternatif ders imkânı ya da anılan derse kaydolma veya olmama imkânı sağlamak gibi alternatiflere yer verilmesi gerektiği vurgulandı.
Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre olay şöyle gelişti: Eskişehir’de yaşayan Hüseyin El, 2009 tarihinde Havacılar İlköğretim Okulu’na başvurarak 4. sınıf öğrencisi kızı Nazlı Şirin El’in din kültürü ve ahlak bilgisi (DKAB) dersinden muaf tutulmasını istedi.
Okul yönetimi, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) İlköğretim Genel Müdürlüğü’nün bir yazısını tebliğ ederek, talebi reddetti. MEB’in yazısında, azınlık okulları dışında kalan ilk ve ortaöğretim okullarında öğrenim gören T.C. uyruklu Hristiyanlık ve Musevilik dinlerine mensup öğrencilerin bu dinlerden birine mensup olduklarını belgelendirmeleri kaydıyla din dersine girmelerinin zorunlu olmadığı belirtildi.
Hüseyin El’in başvurusu üzerine Nüfus Müdürlüğü, kendinin ve kızının nüfus cüzdanının din hanesindeki “İslam” ibaresini kaldırdı. Daha sonra baba Hüseyin El, MEB’in kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açtı. Ankara 1. İdare Mahkemesi, AİHM kararlarına atıf yaparak dava konusu işlemin iptaline karar verdi. Ancak bu karar Danıştay 8. Dairesi tarafından bozuldu. Danıştay kararında, “Müfredatta yapılan değişiklik sonucunda ülkemizde çoğulculuk anlayışı içerisinde, nesnel ve rasyonel bir şekilde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretiminin verildiği sonucuna ulaşılmıştır” denildi. Bozma sonrası yargılamayı yapan ilk derece mahkemesi karara uydu. Hüseyin El ve şu an üniversite öğrencisi olan kızı Nazlı Şirin El de, 2014 yılında AYM’ye başvurdu.
MEB ne dedi?
AYM’nin talebi üzerine konuya ilişkin yazı gönderen Milli Eğitim Bakanlığı, din dersinin sadece İslam dinine mensup öğrencilere değil, hangi mezhebi veya felsefi düşünceden olursa olsun tüm öğrencilere hitap eden bir ders olduğunu iddia etti. “Dolayısıyla davacının çocuğunun diğer dersleri nasıl okumak zorundaysa bu dersi de okuma zorunluluğu bulunmaktadır” denilen yazıda, çünkü bu dersin toplumsal barışı, karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörüyü, ortak değerlerde birleşmeyi hedeflediği savunuldu. Yazıda, bunun AİHM kararına ve Anayasaya aykırılık teşkil etmediği savunuldu.
7’ye karşı 8 oyla hak ihlali kararı
Başvuruyu görüşen Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 7 Nisan 2022 tarihinde başvurucuların ebeveynlerin eğitim ve öğretimde dinî ve felsefi inançlarına saygı gösterilmesini isteme hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Başvuruculara 20 bin TL manevi tazminat ödenmesine de karar verildi. Ancak, öğrencinin mezun olması nedeniyle yeniden yargılama kararı çıkmadı. Karar, 7’ye karşı 8 oyla alındı. Söz konusu karara, Başkan Vekili Kadir Özkaya, üyeler Hicabi Dursun, Muammer Topal, Recai Akyel, Yıldız Seferinoğlu, Selahaddin Menteş ve İrfan Fidan muhalefet etti.
Din dersi kararının gerekçesi ne?
Hak ihlali kararının gerekçesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Kararda, Anayasa’nın 24. maddesinde din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer aldığı anımsatıldı. Kararda, 1982 Anayasası döneminde zorunlu olarak okutulan DKAB derslerinin içeriğinin başlangıçta tamamen İslam dininin Türkiye’de halkın çoğunluğu tarafından benimsenen yorumu etrafında şekillendirildiği anımsatıldı. İlerleyen yıllarda farklı din ve inançlara yönelik bilgilerin de dersin kapsamına alındığı anlatılan kararda, 2000’li yılların sonuna doğru ise AİHM Hasan ve Eylem Zengin/Türkiye kararlarının etkisiyle dersin içeriğinde Alevi inancı başta olmak üzere toplumdaki farklı inançların da kavranabilmesi maksadıyla önemli değişiklikler yapıldığı anlatıldı.
“İnançlara saygı için uygun değil”
Ancak AYM, bu gelişmelere karşın din dersinin içeriğini şu sözlerle eleştirdi:
“Öte yandan bu yönde gösterilen tüm gayretlere rağmen AİHM, ders müfredatındaki değişikliklerin Türkiye’de var olan farklı inançlar hakkında bilgi verilmesi amacıyla yapılmakla beraber öncelikli olarak İslam’ın Türkiye’de halkın çoğunluğu tarafından uygulanan ve yorumlanan şekline ilişkin bilgilere odaklanan bu dersin ana bileşenleri bakımından gerçek anlamda bir revizyon sonucu doğurmadığı, ders müfredatında ve ders kitaplarında meydana gelen önemli değişikliklere karşın Türk eğitim sisteminin ebeveynlerin inançlarına saygı gösterilmesi için uygun yöntemlerle donatılmadığı sonucuna varmıştır.”
“Muafiyet gibi alternatifler getirilmeli”
2018-2019 eğitim-öğretim yılına kadar olan dönemde bu dersin Anayasa’nın 24. maddesinde dinler hakkında yansız ve tanıtıcı bilgiler vermek ve ahlaki değerleri benimsetmek amacıyla zorunlu olması öngörülen din kültürü ve ahlak öğretimi içeriğine kavuşturulamadığı eleştirisinde bulunulan kararda; şu öneride bulunuldu:
“2018-2019 eğitim ve öğretim yılına kadar olan dönemde yürürlükte bulunan müfredat çerçevesinde DKAB dersinin Anayasa’nın 24. maddesi uyarınca ilk ve ortaöğretim kurumlarında zorunlu olarak okutulması gereken din kültürü ve ahlak öğretiminin sınırlarını aştığı; kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlı olarak yapılması gereken din eğitim ve öğretimi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır. Bu durumda başvuru konusu hakkın ihlal edilmemesi için din eğitimi ve öğretimi niteliğindeki bu dersi çocuklarına aldırmak istemeyen ebeveynler bakımından muafiyet, dinî eğitim ve öğretime alternatif ders imkânı ya da anılan derse kaydolma veya olmama imkânı sağlamak gibi alternatiflere yer verilmesi gerekmektedir.”
AYM kararında, “Buna karşın 2018-2019 eğitim ve öğretim yılına kadar olan dönemde Türk eğitim sisteminde mahiyeti itibarıyla din kültürü öğretimini aşacak düzeydeki din eğitim ve öğretimi seviyesine ulaştığı kabul edilen DKAB dersinden muafiyet imkânı ya da ebeveynlerin bu dersi çocuklarına aldırmama yönündeki isteklerine yer verecek bir alternatif bulunmamaktadır” tespitine yer verildi.
Başvurucuların bu nedenle haklarının ihlal edildiği anımsatılan kararda, “Sonuç olarak 2018-2019 eğitim ve öğretim yılına kadar olan dönemdeki DKAB dersi müfredatı, içerik olarak dinler hakkında yansız ve tanıtıcı bilgiler vermek amacıyla zorunlu olması öngörülen din kültürü öğretimi kapsamında değil din kültürü öğretimini aşan, İslam dininin ve onun belirli bir yorumunun eğitim ve öğretimi kapsamında değerlendirilmiştir” ifadeleri kullanıldı.
AYM’den zorunlu açıklama
Buna karşılık Anayasa Mahkemesi’nin kararında, “Bununla birlikte ulaşılan bu sonuçtan okullarda Anayasa’nın 24. maddesi kapsamında İslam dininin eğitim ve öğretimini içeren dersler okutulmasının Anayasa’ya aykırı olduğu anlamının çıkarılamayacağı izahtan varestedir” açıklamasını yapması da dikkat çekti.
Muhalif üyelerin görüşü
Karara muhalefet eden Kadir Özkaya, Recai Akyel, Hicabi Dursun, Yıldız Seferinoğlu, Selahattin Menteş ve İrfan Fidan ise ortak yazdıkları karşı oy yazısında, hak ihlali olmadığını öne sürdü. Yazıda, “Müfredatının içeriğinden bağımsız olarak kendisine okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf tutulması Anayasa’ya göre mümkün olmadığından, başvurunun kabul edilmemesi, açıkça dayanaktan yoksunluk nedeniyle reddedilmesi gerekmektedir” denildi.
Peynirlere küflenmeyi ve bozulmayı önleyici "natamisin" maddesinin eklenmesinin sonuçları insan sağlığına zarar veriyor.
80'li yıllarda 'Erkek Milleti' ve 'Yemin mi Ettin' müzikleriyle tanınan Ayşe Mine, bir müddettir kolon…
Koç Holding bünyesindeki Yapı Kredi Bankası, tahsilatını sağlayamadıığı alacaklarını satmaya karar verdi. Yapı Kredi Bankası…
Kahve posalarından biyomalzeme üreten Wastespresso ile iş birliğine giden ETİ, 578 kilogram kahve posasının mikro…
Futbolda, bu hafta heyecan ulusal maçlarla devam ederken; Misli üyeleri daha yüksek oranlarla kazanıyor. UEFA…
2014 yılında Bedri Güntay ile evlenen Pelin Karahan, son olarak "Kirli Sepeti" dizisindeki rolüyle dikkatleri…