Zuhal Ebrar Yıldız davasının ilk duruşması 9 Mayıs’ta

İstanbul’un Beyoğlu ilçesi Kaptanpaşa Mahallesi’nde geçtiğimiz 11 Aralık akşamı, yolda yürüyen 18 yaşındaki Zuhal Ebrar Yıldız, polisin kaçan iki şüpheliye ateş açması sonucu hayatını kaybetti.

Polis A.D.’nin silahından çıkan kurşun teze nazaran yerden sekip Yıldız’ın sırtına saplandı. Polis, Yıldız’ı görmediğini ve kanun çerçevesinde ateş ettiğini ileri sürdü. Fakat Okçular Vakfı kamera kayıtlarında farklı ayrıntılar ortaya çıktı. Yıldız ailesinin avukatı, polisin silah kullanma yetkisini aştığı gerekçesiyle ‘olası kastla öldürmek’ hatasıyla yargılanması gerektiğini söyledi.

İstanbul 45. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın birinci duruşması, 9 Mayıs’ta görülecek.

POLİS, YILDIZ’I FARK ETMEDİĞİNİ İLERİ SÜRDÜ

Sözcü’den İsmail Saymaz, bugünkü yazısında polisin tabancasından çıkan kurşunla hayatını kaybeden Zuhal Ebrar Yıldız, davasını ele aldı. Saymaz’ın ‘Mahalle ortası mı, atış poligonu mu?’ başlıklı yazısında ortaya çıkan kamera kayıtları ile ilgili kaleme aldığı kısım şöyle: “Okçular Vakfı’nın kamera kaydına nazaran saat 19.04’ü 38 saniye geçe sokakta park etmiş iki motosikletli ve yanındaki iki kişinin yanından cep telefonuna bakarak devam etti. Sağındaki merdivenden polis A.D.’nin indiğini görmedi.

Yıldız, amcasının konutunun önüne varmıştı ki motosikletliler gaza bastı ve silahlar arka arda patladı. Polis A.D.’nin silahından
çıkan kurşun teze nazaran yerden sekip Yıldız’ın sırtına saplandı. Bir motosiklet, yere düşen Yıldız’a çarpıp süratle kaçtı.

A.D., tabirlerinde, polis arkadaşının süratli adımlarla gerisinden gelmesi üzerine firarilerin şüphelendiğini ve H.Y.’nin elini beline götürdüğünü tez ediyor. İki firarinin motosikletlerini çalıştırarak, üzerlerine sürdüğünü ileri sürüyor. ‘Dur’ ikazında bulunduğunu belirten A.D., şöyle konuşuyor: ‘Motosikletin ışıklarını yakıp üzerime geldiklerinden ötürü, H.Y.’nin silahını çıkartıp bana doğrulttuğunu düşündüğüm için motosikletin teker kısmına yanlışsız ateş etmeye başladım. Gittikleri yol site içerisinde kaldırımlı ve karanlık bir yoldu.’ A.D., Yıldız’ı fark etmediğini öne sürüyor.

H.B: ‘Kaçanlar çok sayıda silahlı yağmaya karışmaları nedeniyle toplum için ziyanlı şahıslardır. Yakalamadığımız takdirde
vatandaşların mallarına ve canlarına tehdit oluşturmaktadırlar. Bu tehdidi önlemek için silah kullanmak zorunda kaldık.’

İddianamenin kabul edilmesiyle birlikte Okçular Vakfı’nın kamera imajları belgeye girdi. Bu imgeler polis A.D.’nin
savunmasını, savcının yorumunu ve manzara tespit tutanağını çürütüyor.”

POLİS CEZAEVİNE GÖNDERİLDİ

Yazıda, güvenlik kamera imajlarında saniye saniye olanları yazan Saymaz, “Polis A.D. üç, H.B. iki el ateş ediyor. İddianamede, ‘Motosikletli S.Ç.nin belinde silah olduğu’ tez ediliyor. Polis A.D. ve H.B. de H.Y.’de silah olduğunu ileri sürülüyor. Halbuki manzaralarda bu bireylerin ellerinde yahut bellerinde silah görünmüyor. Polisler kendisine yönelik taarruz olmadığı, firariler ağır nitelikte kabahat işlemedikleri halde gerilerinden ateş ederek, cürüm işliyor” tabirlerini kullandı.

Cezaevine gönderilen polis A.D.’ye, ‘bilinçli taksirle vefatı sebebiyet vermekten’ 2 yıldan 9 yıla kadar mahpus istemiyle üç gün evvel dava açıldı.

Davanın birinci duruşması, 9 Mayıs’ta görülecek. (HABER MERKEZİ)